Page 25 - ÖZ BAKIŞ - İZMİR İl Millî Eğiitm Müdürlüğü Özel Eğitim ve Rehberlik Dergisi - SAYI 2
P. 25
Öz Bakış
Bir “Beklenmedik Yer Değiştirme Testi” olan Sally-Ann testi en çok bilinen ve yaygın
kullanılan ölçüm aracıdır. Bu testi geçmesi için çocuğun başka kişilerin zihinsel
süreçlerinin kendi zihinsel süreçlerinden farklı olabileceğini bilerek davranması
gerekmektedir.
Uygulanan ana testin adımları şu şekildedir:
↘ Testte Sally ve Ann isimli oyuncak bebekler kullanılır. Önce Sally ve Ann çocuklara
tanıtılır, ardından çocukların bu isimleri hatırlayıp hatırlamadıkları (adlandırma
sorusu) sorulur. Devamında çocuklara hazırlanan bir öykü anlatılır.
↘ Bu sırada odanın içinde bir kutu ve sepet bulunmaktadır. Anlatılan öyküde; Sally
odadayken topunu sepete koyup bahçeye oynamaya çıkar. Bu sırada Ann topu
alarak kutunun içine koyar. Sally odaya tekrar girdiğinde ise topunu yerinde
bulamaz.
↘ Çocuklara Sally’nin topu için nereye bakacağını düşündükleri sorulur (inanç/
düşünce sorusu). Daha sonra çocuklara gerçeklik (aslında top nerededir?) ve
bellek (top ilk önce neredeydi?) soruları sorulur. Eğer çocuklar Sally’nin sepetin
içine bakacağı cevabını vermişlerse (Bu Sally‘nin orada olmadığı için topun yerini
bilmediğinden sepete bakacağını fark etmeleri anlamına gelmektedir) testi
geçerler.
Bu testi geçen deneklerin, başkalarının kendilerinden farklı algıları, duyguları,
düşünceleri olacağını ve kendisinin bildiği bir şeyi başkalarının bilemeyeceğini ayırt
edebildiklerini; başkalarının da duygu ve düşünceleri olduğunu anladıklarını ve
başkalarıyla olan ilişkilerini yorumlayabilme yetilerinin olabileceğini göstermektedir.
Otizm Spectrum Bozukluğu (OSB) tanısı olan çocukların bu alanda yetersiz gelişim
gösterdikleri görülmüştür. (Baron-Cohen, Leslie, & Frith, 1985). Öte yandan tipik gelişim
gösteren dört yaşındaki bir çocuk yanlış inanış testini geçebilirken, üç yaşındaki tipik
gelişim gösteren bir çocuğun bu testi geçemediği tespit edilmiştir (Castelli, 2006).
Zihin kuramı becerilerinin gelişmesi ile çocuklar aslında gerçeğin tek olduğunu ancak
bu gerçeğin diğer kişilerin zihinlerinde farklı olarak temsil edilebileceğini kavrayabilirler
(Moore ve Frye, 1991).
Temmuz 2022 - Sayı 2 | 25