Page 34 - ÖZ BAKIŞ - İZMİR İl Millî Eğiitm Müdürlüğü Özel Eğitim ve Rehberlik Dergisi - SAYI 2
P. 34
Öz Bakış
Glüten-Kazein Diyeti
Otizmli bireylerin sindirim sistemine ilişkin bir takım zorlanmalar yaşadıkları bilinmektedir. Sindirim
sisteminden kaynaklı yaşanan bu sorunların otizm ile ilgili bazı sosyal iletişim bozukluklarına yol
açabileceği düşünülmektedir (Navarro, Liu ve Rhoads, 2016). Yaşanabilecek bu sosyal bozuklukları
azaltmak amacı ile başvurulan alternatif yöntemlerden biri de Glüten-Kazein Diyeti’dir.
Glüten maddesi ve Kazein proteini yeteri kadar sindirilemediğinde otizm belirtilerinin ortaya çıkabileceği
düşünülmektedir (Ergin, 2013). Bu düşünceden yola çıkarak buğday, çavdar ve arpa gibi tahıllarda bulunan
glüten maddesini, süt ve süt ürünleri gibi besinlerde bulunan kazein proteinini içermeyen bir beslenme
programı uygulanır.
Glüten-Kazein Diyetiyle müdahale sonucunda otizmli bireylerde; sözel ifadede düzelme, bilişsel
gelişmişliğin artması, dikkat ve odaklanmada gelişme, takıntılı ve problem davranışlarda azalma olacağı
düşünülmektedir (Hsu, Lin, Chen, Wang ve Wong, 2009). Bu yöntem ile ilgili ortaya çıkan araştırma
sonuçları incelendiğinde yine de etkililiği ile ilgili kesin bir sonuca varılamamaktadır. Ortaya konacak daha
fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğu düşünülmektedir (Hyman, Stewart, Foley ve diğerleri, 2016).
Otizmde Hayvan Terapisi
Otizm sağaltım alanında kullanılan alternatif terapi yöntemlerinin bilimsel çalışmalar sonucunda
henüz kesin sonuç verir şekilde kanıtlanmadığı ancak özel eğitim süreciyle birlikte yan destek olarak
başvurulabileceği düşünülmektedir. Bu yöntemler arasında çok sık başvurulan yöntemlerden biri olarak
hayvan terapisinin bireylerde; zihinsel, fiziksel, psikolojik ve davranışsal anlamda olumlu yönde değişim ve
gelişim sağladığına yönelik sonuçlar veren çalışmalar da vardır.
Hayvan (Pet) terapisi sayesinde kişinin sosyal çevreyle olumlu etkileşimi ve entegrasyonu artabildiği
gibi bireysel stres düzeyi ve davranış problemi gibi durumlarının da önemli ölçüde azaldığı gözlenmiştir.
Genellikle çocukluktan yetişkinliğe kadar olan dönemde daha çok uygulanan bu terapide sıklıkla
başvurulan hayvanlar yunuslar, atlar ve köpeklerdir. Son yıllarda terapilerde en sık tercih edilen
hayvanlardan olan atların, otizmli çocuklarda iletişim, odaklanma, dikkat ve kontrol becerilerinin oluşum ve
gelişimini desteklediği belirlenmiştir.
Birey terapide hayvanlarla kurduğu etkileşimle günlük hayatta insan ilişkilerinde de daha kolay etkileşim
kurabilir hale gelir. Ayrıca özgüven, empati ve özsaygı duygularının kazanımı açısından da oldukça yararlı
olabilmektedir. Bir diğer önemli kazanım ise insanlarla fiziki temas ve gülme davranışlarında artış olarak
gözlenmiştir (Çetin ve Çuhadar,2021).
34 | Özel Eğitim ve Rehberlik Dergisi